25 Haziran 2016 Cumartesi

Özel Eğitimde Sosyal ve Kültürel , Sanatsal Etkinliklerin Değerlendirilmesi


SOSYAL ve KÜLTÜREL, SANATSAL ETKİNLİKLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ

   Okul öğrencilerinin, öğretmenlerinin, personelin, öğrenci velileri ve okul idaresinin daha sıcak ilişkiler kurabilmesi ve yukarıda sayılan kişilerin öz güven ve başarma duygularının  geliştirilmesi amacıyla yapılacak olan sosyal ve kültürel, sanatsal etkinliklerin çok büyük bir katkı sağladığını söyleyebiliriz.


Okula hem maddi hem de manevi destek sağlar


Sosyal ve kültürel, sanatsal etkinliklerin özel eğitim okullarında öğrencilere, öğretmene, personele, öğrenci velilerine ve okul idaresine sağlayacağı katkıları açıkladıktan sonra ne gibi etkinlikler yapacağımızı örnekler verelim.




Öğrenciye Katkıları: Öncelikli olarak etkinliklerin her öğrenciye yararları olacaktır elbette fakat bu etkinliklerden en çok katkı sağlayacak olan özel eğitime muhtaç öğrencilerdir. Özel eğitimde asıl amaç; özel eğitime muhtaç bireylerin topluma kazandırılması, sosyal ortamlara girebilmeleri ve yaşamlarını bağımsız bir şekilde idare edebilmeleri hedeflenirken, özel eğitime ihtiyacı olan bireylerin kendine güven duymaları bu hedefleri yerine getirmede alt yapıyı oluşturmaktadır, her türlü etkinlikten kaçırılan çocuklar, arka planda tutulan çocukların kendilerine güvenmesini elbette bekleyemeyiz, öncelikli olarak etkinliklerde yer alan özel eğitim öğrencilerinin kendilerine güvenleri gelecektir, başarma duygusunu tadacak olan özel eğitim öğrencilerimiz bununla yetinmeyip daha fazlasını da yapabilirim duygusuna kapılacaklardır ve bunu da başaracaklardır. Yaptıkları etkinlikler sayesinde takdir toplayacak ve özel eğitim öğrencilerine ön yargıyla yaklaşan bir topluma aaa özel eğitim öğrencileri de bunu başarabiliyor dedirteceklerdir. Öğrenciler bir şeyleri yapabildiklerini görüp mutlu olacaklardır.


Öğretmene Katkıları: Her insan yaptığı işin sonucunda bir takdir aldığında mutlu olacağı gibi öğretmenler içinde bu geçerlidir. Öğrencilerinin etkinlikte başarılı olduğunu görüp emeğinin boşa gitmediğini görecektir, özellikle özel eğitim öğretmenleri zoru başararak bunu sağladığından dolayı daha mutlu olup ve derslerinde daha fazla performans sergileyerek kendisi mutlu olacaktır.


Personele Katkıları: Her okulun gizli kahramanlarıdır, okulun tüm yükünü taşıyan, öğrencilerin tüm yükünü taşıyanlar okul personelleridir. Okul personelli açısından faydalarına bakılırsa farklı bir ortamda farklı bir iş yaptıklarından dolayı kendilerini daha iyi hissedecekler ve özel eğitim öğrencilerine katkı sağladıkları için vicdanları rahat olacaktır.


Öğrenci Velisine Katkıları: Yapılan etkinlikler sonucunda belki de en çok mutlu olacak olan kişiler velilerimizdir. Özel eğitime muhtaç çocukları bulunan aileler bu durumdan dolayı toplum içerisinde bulunmakta kaçınmaktadırlar, böyle etkinliklerde çocuklarının akranlarına benzer şekilde başarılar elde ettiğini gören çocuklarının da ürün ortaya koyabildiğini gören aileler çocuklarından çekinmeyip, onlara güveneceklerdir ve bu etkinlikler sonucunda çocuklarının başarılarını görüp çok mutlu olacaklardır.


Okul İdaresine Katkıları: Bu tür etkinliklerde elbette bir bütçenin ayrılması ve bu etkinlikleri koordine edecek bir otoritenin olması gerekir işte bu otoriteyi de sağlayacak olan okul idaresidir planlamaları yapacak, öğretmenleri görevlendirecek, bütçeyi ayıracak, etkinlikler esnasında davet edilmesi gerekenleri davet edecek, öğrenci velilerine bilgilere verecek, personele görev dağılımı yapacak, gerekli olan malzemeleri temin edecek ve en önemlisi de öğretmeni ve öğrencileri motive edecektir. Elbette bu görevleri yerine getiren okul idaresi bir sonuç, bir ürün ve üst mevkilerden tebrik bekliyor olacaktır. Etkinlikler başarılı bir şekilde sonuçlandıktan sonra okul idaresi verdiği emeklerin boşuna gitmediğini, verdiği maddi ve manevi desteğin boşa gitmediğini gördüğü zaman, kendini iyi hissedip, okulun adını duyurup ve bir sonraki etkinliklere de gönül rahatlığı ile maddi ve manevi destek sağlayacaktır.


SOSYAL ve KÜLTÜREL, SANATSAL ETKİNLİKLERE ÖRNEKLER
Öncelikli olarak belirtmek isteriz ki verdiğimiz örnekler tabi ki çoğaltılabilir. Seçtiğimiz etkinliklerin özel eğitim öğrencilerinin seviyelerine indirilerek uygulanmalıdır yani çocukların yapabilecekleri şekilde uygulanmalıdır.


OKUL DERGİSİ (YILLIK)

HALK OYUNLARI EKİBİ

TURNUVALAR

PANEL – TARTIŞMA ve BİLGİ YARIŞMALARI

YILSONU SERGİSİ

SANATSAL ETKİNLİKLER

OKULUN AÇILIŞ, KAPANIŞ TÖRENLERİ, BELİRLİ GÜNLER VE HAFTALAR, ULUSAL BAYRAMLAR

VB.

SORULARINIZI VEYA GÖRÜŞLERİNİZİ YORUM KISMINA YAZABİLİRSİNİZ... TEŞEKKÜRLER


İletişim: hadogan44@gmail.com

Her Çocuk Özeldir....

20 Haziran 2016 Pazartesi

Özel Eğitimde Yaşanan Sorunlar..



Herkese merhaba arkadaşlar bugünkü yazımızda özel eğitimde yaşanan sorunları sizler için derledim ve yazdım..


ÖZEL EĞİTİMDE YAŞANAN SORUNLAR




Tıbbi değerlendirme yaşanan sorunlar:

o    Özel, özel eğitim ve rehabilitasyon merkezlerine devam eden veya edecek olan yetersizliği olan bireyler için eğitsel tanılamayı da içeren sağlık kurulu raporu vermeye yetkili hastanelerde eğitsel tanılamayı yapmaya yetkili personel istihdamı bulunmamasına rağmen, bu görev beklenmekte ve yetrsizligi olN çocuk aileleri bu taleple hastanelerden eğitsel tanılama ve yönlendirme yapılmasını istemektedirler. Bu nedenle yalnızca tıbbi tanılama yapmakla yükümlü olan sağlık personeli ile aileler arasındaki sorunlar nedeniyle zorlanan görevlilerin raporlarda görev alanları ile uygun olmayan eğitsel değerlendirme kararları vermek zorunda kalarak yetersizliği olan bireylerin eğitiminde yanlış yönlendirmelere neden olması,
o    Sağlık kurulu raporları baz alınarak eğitsel yerleştirmelerin yapılması,
o    Tıbbi tanılama sonuçlarının raporlarda ayrıntılı olarak yer almaması, mental retardasyon (MR), motor mental retardasyon (MMR) gibi genel tanılamaların yaygın olarak kullanılması, neden ve sonuçlarını göz önüne alan tanımlamanın yapılmaması,
o    Risk ve gelişim geriliğinin erken dönemde belirlenebilmesi için tıbbi tanılama ekibinde yer alan personelin engel grupları hakkında yeterli bilgiye sahip olmaması,
o    “yeteraizligi olan bireylere Verilecek Sağlık Kurulu Raporu Hakkında Yönetmelik” gereğince verilen sağlık kurulu raporu, Bütçe Uygulama Talimatı gereğince istenen sağlık kurulu raporu yerine geçebilmekle birlikte; Bütçe Uygulama Talimatına göre eğitim yardımlarının ödenmesi için verilen sağlık kurulu raporunun her yıl yenilenmesinin istenmesi,
o    Aileye tıbbi tanı sonrası yeterli ve anlaşılır açıklamanın ve yönlendirmenin yapılmaması, özellikle genetik tarama gerektiren durumlarda tanılama süreci içerisinde ailenin yönlendirilmemesi,
o    Tıbbi tanılaması yapılmış her yetersizliği olan bireyin hemen eğitsel tanılama için yapılandırılmış merkezlere yönlendirilmemesi,
o    Erken alınan önlemlerle engellenebilecek engel türlerinin erken tanılaması için genel tarama programlarının eksikliği ya da yaygın olmaması,
o    Hastane ortamında yapılan psikolojik ve gelişimsel test uygulamaları için uygun ortamın ya da materyalin bulunmamasıdır.





Eğitsel değerlendirmede yaşanan sorunlar:

o    573 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ve buna dayalı olarak Milli Eğitim Bakanlığı'nca hazırlanan Özel Eğitim Hizmetleri Yönetmeliği’ndeki eğitsel tanı ve değerlendirme konusundaki düzenlemelerin, alanda çalışan kişilerce tam olarak bilinmemesi,
o    Yönetmeliklerde eğitsel tanı ve değerlendirmenin nerede yapılacağı yer almakla birlikte uygulamada tanı ve değerlendirmenin gerçekleştirilmesinin hastanelere ve özürlünin yönlendirildiği merkezlerin insiyatifine bırakılması,
o    Rehberlik ve Araştırma Merkezleri’nde eğitsel tanılama ve değerlendirme süreci için çoklu disipliner yaklaşımlı bir ekibin yapılandırılamamış olması,
o    Eğitsel tanı, izleme ve değerlendirme sürecinin devamlılığını sağlamak amacıyla özel özel eğitim kurumlarında da benzer bir eğitsel izleme ve değerlendirme ekibinin oluşturulmamış olması,
o    Eğitsel tanılama sürecinde bireyin tüm gelişim alanlarındaki özelliklerinin saptanabilmesi için gerekli ölçme araçlarının bulunmaması; ailenin ve sosyal çevrenin özelliklerinin göz önünde bulundurulmaması,
o    Rehberlik ve Araştırma Merkezleri’nde her engel grubuna ve çoklu engele sahip bireylere göre uygun testlerin, değerlendirme materyallerinin ve bu test ve materyalleri uygulayabilecek uzmanların bulunmaması,
o    Eğitsel tanılama ve değerlendirmede kullanılan formal testlerin periyodik olarak güncelleştirme çalışmalarının zorunlu hale getirilmemiş olması,
o    Rehberlik ve Araştırma Merkezleri’nde ölçme ve değerlendirme amacıyla kullanılan ortamların ses yalıtımı, ısı, ışık gibi özellikler yönünden uygun fiziksel düzenlemelerin yapılmamış olmaması,
o    Rehberlik ve Araştırma Merkezleri, özel eğitim kurum ve kuruluşları, hastaneler ve aileler arasında iş birliği ve eş güdümün kurulmamış olması,
o    Tanı ve değerlendirmenin belirli bir süre içerisinde tamamlanamamasının eğitime başlamada zaman kaybına neden olması,
o    Bağ-Kur tarafından gelişim ve eğitim yardımının verilmemesi ya da sosyal güvencesi olmayan ailelere bu tip bir yardımın sağlanamaması,
o    27/07/1973 tarihli ve 7/6913 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile yürürlüğe konulan Devlet Memurlarının Tedavi Yardımı Ve Cenaze Giderleri Yönetmeliği’nce verilen özürlüler için verilen eğitim, gelişim, rehabilitasyon ve tedavi yardımlarının enflasyon oranında arttırılmaması,
o    Rehberlik ve Araştırma Merkezleri ve Sosyal Sigortalar Kurumu arasında iş birliğinin oluşturulmaması sonucu ailelere yapılacak eğitim yardımları için hala sağlık kurulu raporunun isteniyor olması,
o    Özel özel eğitim ve rehabilitasyon merkezlerinde eğitim gören özürlülerin ailelerine eğitim, gelişim ve tedavi yardımının ödenebilmesi için Maliye Bakanlığının, bireyin eğitimden yararlanıp yararlanamadığını veya yine bu sürede durumunda gelişme olup olmadığının belirlenmesi işlemini eğitsel tanı ve değerlendirmesi yapılan kurum yerine tıbbi tanılama yapan hastanelerden istemesidir.




Genel sorunlar:   


Eğitim Programları İle İlgili Sorunlar

Merkezler, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından hazırlanan programların özel eğitim ve rehabilitasyon uygulamalarına oldukça uygun olduğunu belirtmektedir. SHÇEK ise, özel rehabilitasyon merkezlerine, 2001 yılından başlamak üzere bir format vermektedir. Merkezler, bu format çerçevesinde eğitim programlarını geliştirmektedir.
Sosyal güvenlik kuruluşlarınca aylık olarak çalışanlara ödenen gelişim ve eğitim yardımının karşılığı olarak özürlü çocukların aldığı eğitim ve rehabilitasyon Ankara için aylık 6 saatlik bireysel eğitim, 2 saatlik grup eğitimi olmak üzere toplam 8 saattir. Yukarıda da bahsedildiği gibi, bazı merkezler belirlenen bu eğitim ve rehabilitasyon süresini yeterli bulmamaktadır.
Ülkemizde özürlü bireylerin mesleki eğitim ve rehabilitasyonlarına yönelik programlara da gereken önemin verilmediği görülmektedir. Mesleki eğitim ilkokul aşamasında başlaması gereken bir süreçtir. Özürlünün özür grubu ve derecesi ile ilgi alanları dikkate alınarak bireyin genel programına mesleğe hazırlayıcı programda eklenerek BEP'lerin hazırlanması gerekmektedir. Özel gereksinimli bireyler için toplumsal yaşama ve mesleğe hazırlayıcı programlar hazırlanmadığı gibi, mevcut uygulanan programların da nitelikli bir değerlendirilmesi yapılamamaktadır.Öte yandan, engelli bireye rehabilitasyon hizmeti vermesi gereken özel eğitim ve rehabilitasyon kurumlarında mesleki eğitim üniteleri veya mesleki rehabilitasyon atölyelerinin öğrencilerin ilgi ve gereksinimlerini karşılayacak yeterlilikte olmadığı görülmektedir.



Mali Sorunlar

Vergilendirme uygulamalarının koşullarının ağır olması: Ziyaret edilen merkezlerin hepsi, vergi yükünün çok ağır olmasının büyük bir sorun oluşturduğunu belirtmişler, yaklaşık olarak kazançlarının %45-70’inin çeşitli şekillerde vergilendirilerek devlete geri ödendiğini, bu durumda merkeze ait giderlerle birlikte sağlanan kazancın yetersiz olduğunu, bu durumun da gerek uzman personel sağlanması, gerekse eğitime ve rehabilitasyona yönelik yeni yatırımların ve sosyal etkinlik gibi uygulamaların önünü tıkadığını ifade etmişlerdir.
Özel eğitim ve rehabilitasyon merkezlerinden MEB’dan açılış onayı olanları ilgilendiren bir gelişme 31 Temmuz 2004 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan bazı kanun değişiklikleriyle olmuştur. 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 20. maddesi değiştirilerek “Okul öncesi eğitim, ilköğretim, özel eğitim ve orta öğretim özel okullarının işletilmesinden elde edilen kazançların beş vergilendirme dönemi gelir vergisinden muafiyeti” öngörülmektedir. 5422 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 8. maddesinin değiştirilmesiyle ise “Okul öncesi eğitim, ilköğretim, özel eğitim ve orta öğretim özel okulları ile Bakanlar Kurulunca vergi muafiyeti tanınan vakıflara veya kamu yararına çalışan derneklere bağlı rehabilitasyon merkezlerinin işletilmesinden elde edilen kazançların beş vergilendirme dönemi gelir vergisinden muafiyeti” öngörülmektedir. Bu değişiklikler hali hazırda hizmet veren ve SHÇEK’dan açılış onayı olan özel eğitim ve rehabilitasyon merkezlerince çeşitli eleştirilere neden olmaktadır.
Sosyal güvencesi bulunan özürlü çocukların bu sosyal güvenlik kuruluşlarından alınan gelişim ve eğitim yardımlarının miktarı konusunda iki farklı görüş bulunmaktadır. Bu görüşlerden ilki alınan yardımların Türkiye koşullarında yeterli olduğu, ancak vergilerin ve harcamaların çok fazla olması nedeniyle bu rakamın yetersiz kaldığı yönündedir. Diğer görüş ise alınan yardımın verilen rehabilitasyon hizmetinin ve özel eğitimin karşılığı olmadığını, bu miktarın artırılması gerektiğini belirtmekte, 2004 yılında yapılan %4,6’lık zammın çok yetersiz kaldığının altını çizmektedir.
Merkezlerin sosyal güvenlik kuruluşlarından aldığı gelişim ve eğitim yardımlarının düzenli alınamaması da diğer bir mali sorunu oluşturmaktadır. SSK ve Emekli Sandığı’nın yaptığı ödemelerin düzensiz olduğu belirtilmektedir. Diğer yandan özürlü çocuğun velisi tarafından bağlı olduğu kurumdan gelişim ve eğitim yardımının alınarak özel eğitim ve rehabilitasyon merkezine ödenmesinin, yani ödemelerde velinin aracı olmasının yarattığı çeşitli sıkıntılar da sıklıkla üzerinde durulan bir diğer konudur. Velilerin bu yardımı aldığı halde merkeze ödemeyi geciktirmesi veya yapmaması buna rağmen eğitime ve rehabilitasyona devam eden merkezlerin maddi sorunlarla yüz yüze geldiği bildirilmektedir. Bu sorunun, gelişim ve eğitim yardımlarının merkezlere farklı yöntemlerle aktarılmasıyla (örneğin banka hesaplarına bu ücretlerin sosyal güvenlik kuruluşlarınca doğrudan yatırılması) aşılabileceği vurgulanmaktadır*. Aynı konuda, yardımların ödenmesi için merkez tarafından velinin onayladığı vekaletin sağlanması yönteminin, bu vekaletlerin her yıl yenilenmesi gerekliliği nedeniyle pahalı bir işlem olduğu da bildirilmiştir.
Gelişim ve eğitim yardımından faydalanan yetersizliği olan çocuk velisinin sözleşmeli personel olması durumunda, sözleşme yenilenmesi dönemlerinde ortaya çıkan süre boşlukları için, çalışanın bağlı olduğu kuruluşça gelişim ve eğitim yardımının durdurulması da bir başka sorun başlığıdır.
Merkezin ücretsiz olarak eğitimine ve rehabilitasyonuna devam ettirmek istediği özürlü çocuğun velisinden, asgari ücret düzeyi altında bir ücretle çalıştığının belgelendirilmenin istendiği belirtilmektedir. Oysa asgari ücret miktarı altında kişinin çalışması başka mevzuatta yasa dışı olarak kabul edilmektedir.
Sosyal güvenlik kuruluşlarınca sağlanan gelişim ve eğitim yardımının karşılığı olarak özürlü çocuklara verilen aylık 6 saatlik bireysel ve 2 saatlik grup eğitim ve rehabilitasyonu, çocuğun gereksinimleri daha fazlasını gerektirdiğinde uzatma eğiliminde olan merkezlerden bazıları, bunu ücretsiz olarak sağlama yoluna gittiklerinde, başta personel harcamaları olmak üzere çeşitli ek harcamalar yapmak zorunda kalmaktadır.




Denetim Sorunları

o    Bireylere hizmet sunmakla görevli olan kurumların sorunlarını ve özel eğitim ve rehabilitasyon uygulamalarında aksayan yönleri tespit etmek, çözüm yolları bulmak ve sunulan hizmetlerin kalitesini arttırmak amacıyla yapılan denetim ve incelemeler engelli bireylere sunulan özel eğitim hizmetlerinin kalitesinin ve niteliğinin arttırılması açısından çok önemlidir. Fakat özel eğitim ve rehabilitasyon merkezleri farklı özür gruplarına yönelik, farklı çalışmalar yapmakta olmasına rağmen, tek tip denetleme yapılması önemli bir sorun oluşturmaktadır. Farklı hizmet türleri için değerlendirme ölçütleri oluşturulmalı ve denetimler bu ölçütler çerçevesinde yapılmalıdır.
o    SHÇEK’na bağlı özel eğitim ve rehabilitasyon merkezleri SHÇEK İl Müdürlüğünde görev yapan sosyal hizmet uzmanlarınca ve kurum müfettişleri tarafından ikili bir denetime tabi iken, MEB’na bağlı olanlar MEB müfettişlerince denetlenmektedir. Farklı denetim mekanizmaları işlediği halde, denetimi yapan kişilerin konuyla ilgili bilinç düzeyi, sadece şekle yönelik, içeriği önemsemeyen tutumları, merkezlerce en çok şikayetçi olunan konu başlıklarıdır. SHÇEK İl Müdürlüğünde görev yapan sosyal hizmet uzmanlarınca denetlenen merkezlerce üzerinde durulan bir diğer sorun, denetimi yapan elemanların sık sık değiştiği, alanı tanımaya başlayan kişilerin bir süre sonra yerini, alanı tanımayan yeni denetim elemanlarına bırakmasıdır. Denetim, alanda yetişmiş yetkin kişiler tarafından yapıldığı sürece danışmanlık ve yol göstericilik görevini de üstlenmiş olacaktır.
o    Sosyal güvenlik kuruluşlarınca gelişim ve eğitim yardımının verildiği merkezler, SSK tarafından da denetlenmektedir. Ancak bu denetimi yapan görevlilerin sık sık görev alanları dışında uygulamalara gittikleri ziyaretler sırasında vurgulanan noktalardan biridir.
o    Personelin denetlenmesi; özel eğitim gerektiren öğrencinin kişisel ve gelişim özelliklerine göre, öncelikle bireyselleştirilmiş eğitim programlarında hedeflenen amaçları gerçekleştirebilme düzeyini dikkate alarak; kurumların denetlenmesi ise hem idari hem mesleki yapılanmadaki aranan özelliklerin yerine getirilme durumunu dikkate alarak yapılmalıdır. Ayrıca kurumlar oluşturacakları organizasyonlarla kendi iç denetimini sağlayabilmelidir.
o    Bugüne kadar genellikle kurumlarda yalnızca idari denetlemeye önem verildiği, eğitimin içeriğine yönelik bir denetlemenin olmadığı göze çarpmaktadır. Yalnızca idari özelliklere dikkat edilmesi özel eğitimin başarı ile uygulanmasını önlemekte, özel eğitim alanında gerek personelin, gerekse diğer uygulamaların aksamasına neden olmaktadır.
Merkezler, denetlemelerde yol gösterme, gelişmeyi sağlama boyutundan çok, cezai boyutun öne çıkarıldığını belirtmişlerdir.
Farklı hizmet türleri için değerlendirme ölçütlerinin olmaması ve denetimlerde bu ölçütlerin dikkate alınmaması, önemli sorun alanlarından bir diğeridir.
Bir sorumlu kurumun açılış izni vermediği, ya da kapatma kararı aldığı bir özel özel eğitim kurumuna, diğer sorumlu kurumun izin vermesinin uygulamada ikilem yaratması, geçmişte buna örnek teşkil eden uygulamalar olması nedeniyle önemli bir sorun başlığıdır.
MEB’den açılış onayı olan özel eğitim ve rehabilitasyon merkezlerinde üzerinde durulan bir diğer sorun, 625 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunu uyarınca Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı olarak özel ve tüzel kişilerce açılan özel özel eğitim okullarının diğer özel öğretim kurumları (kolejler, özel ilköğretim okulları, sürücü kursları vb.) ile yasal olarak aynı statüde görülmesidir.
Eğitim ve rehabilitasyonun içeriğine yönelik denetimde ailelerin görüşlerine başvurulması konusunda iki ayrı görüş bulunmaktadır. Bunlardan ilki bilinçli ve özürlü çocuğunun gelişimini yakından takip eden ve bu gelişimi sorgulayan ailelerin yaralı ip uçları vereceğine yöneliktir. Diğer görüş ise bilinçli aile ile bilinçli olmayan ve çocuğun gelişimine yönelik beklenti düzeyi düşük olanların yanlış yönlendirmelerde bulunacakları biçimindedir.
Vakıflara bağlı kurumlar açılış izinlerini diğer özel özel eğitim kurumları gibi Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüğü ya da Milli Eğitim Bakanlığı’ndan almaktadırlar. Fakat, denetleme ile görevli personelin özel eğitim hizmetleri konusunda


Çalışan Personele İlişkin Sorunlar

o    Ziyaret edilen merkezlerde en çok üzerinde durulan konulardan biri, özel eğitim ve rehabilitasyon uygulamalarını yapan personelle ilgilidir. Yönetmeliklerle tanımlanarak bu alanda çalışabileceği öngörülen uzman personelin sayısının yetersiz olması nedeniyle çok yüksek düzeylerde ücret talep etmeleri önemli bir sorun oluşturmaktadır.
o    MEB’dan açılış onayı olan özel eğitim ve rehabilitasyon merkezleriyle SHÇEK’dan açılış onayı olan özel eğitim ve rehabilitasyon merkezlerinde çalıştırılması gereken ve çalıştırılabilecek niteliklere sahip uzman personel arasında fark bulunmaktadır. Bu fark merkezlerin çalıştırmak istediği uzmanların atamasının yapılmaması, onaylama dönemlerinde görev onayının yenilenmemesi gibi sorunlara neden olmaktadır.
o    Merkezlerde çalıştırılabilecek olan uzman personel çeşitliliğinin Türkiye şartları açısından dar olduğu, yetişmiş eleman sayısının kısıtlılığı nedeniyle, buralarda görev yapabilecek olan uzman personelin uzmanlık alanlarının genişletilmesi beklenmektedir. Örneğin SHÇEK tarafından okul öncesi öğretmeninin ataması yapılmamaktadır. Merkezlerde sınıf öğretmenlerinin, psikolojik danışmanlık ve rehberlik eğitimi alanların düzenlenecek kurslar, meslek içi eğitim vb. uygulamalarla donanımlarının artırılarak buralarda istihdam edilmesi önerilmektedir.
o    Özel eğitim ve rehabilitasyon merkezlerinde görev yapan uzman personelin çalışma alanlarının zorluğu nedeniyle, başlangıç saatleriyle ilerleyen saatlerdeki performansının aynı olmayacağı, buna rağmen uzmanın isteğine bağlı olarak normal çalışma saatlerinin üzerinde ek ücret karşılığı çalışmayı kabul edenlerin çalışmanın içeriğini olumsuz etkileyeceği belirtilmektedir.
o    Özel eğitim ve rehabilitasyon merkezi kurmak isteyenlerde de yani kurucularda da belirli mesleklere sahip olma koşulunun aranması gerektiği, aksi takdirde mevcut uygulamada olduğu gibi çok farklı ve ilgisiz meslek alanlarından kişilerin kuruculuğunda hizmet veren merkezlerin yalnızca ticaret ve para kazanma kaygısı taşıdığı için bunun özel eğitim ve rehabilitasyonun içeriğine, merkezde kurulan sisteme de yansıdığı üzerinde durulan diğer bir konudur.
o    Eğitim ve rehabilitasyonun kalitesinin artırılması için gerek SHÇEK ve gerekse MEB



Ailelere İlişkin Sorunlar

o    Özürlü çocuğa sahip olup bilinç düzeyi düşük ve maddi durumu kötü olan ailelerin, özel eğitim ve rehabilitasyon merkezlerinden hizmet alan çocuklarına ilişkin düşük beklentileri bulunması nedeniyle çeşitli sorunlar gündeme gelmektedir. Bu aileler çocuğun yararlanacağı gelişim ve eğitim yardımından maddi olarak kendileri de faydalanmak istemektedir. Merkezlerde özellikle üzerinde durulan konu, bunu kabul eden merkezlerin de varolduğuna ilişkindir.
o    Ziyaret edilen merkezlerin çoğunda ailelere yönelik bilgilendirme toplantılarının yapıldığı bildirilmiştir. Özürlü çocuğun özrü, gereksinimleri, taşıdığı özellikler, aile içinde ve evde uygun davranış biçimleri gibi konuların işlendiği bu toplantılardan ailelerin yararlanma düzeyi ise farklılık göstermektedir. Bazı merkezlerde ailelerin bu toplantılardan çok fayda sağladığı belirtilirken, bazılarında herhangi bir gelişme kaydedilmediği için bu tür toplantılara son verildiği bildirilmiştir.



Diğer Sorunlar

Temelde aynı hizmeti vermelerine rağmen, özel eğitim ve rehabilitasyon merkezlerinin iki farklı kurumdan (MEB ve SHÇEK) açılış izni alan merkezler arasında ortaya çıkan farklılıklar sorunlara neden olmaktadır. Ortak sorunların çözümlenmesi için ise bu iki kurumun ve ek olarak ilgili tüm alanların bir arada çalışma yapması talep edilmektedir.
Merkeze gelen özürlü çocuklara eksik veya yanlış tanılama yapılması önemli bir sorundur.
Bazı illerde ve ilçelerde Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Fonu tarafından da gelişim ve eğitim yardımı yapılmaktadır. Ancak bu konuda yardım miktarında bir standart oluşturulması ve bu yardımların yapıldığı sınırlı sayıda il ve ilçenin sayısının artırılması gerekmektedir.
Özel eğitim ve rehabilitasyon merkezlerinin son yıllarda sayısı büyük artış göstermiştir. Bu artış eğilimi bazı düşük standartlara sahip merkezlerin de faaliyete başlamasına neden olmuştur. Bu merkezlerin verdiği özel eğitim ve rehabilitasyonun içeriğinin yetersiz olduğu belirtilmektedir. Bu tür merkezlerin ayrıca farklı teşvik yöntemleriyle (servis, daha fazla seans, vb.) diğer merkezlere devam eden çocukları kendi merkezlerine yönlendirmek için girişimlerde bulunduğu bildirilerek, bu konuda en kısa zamanda önlemlerin alınması gerekliliği vurgulanmaktadır.
Özel eğitim ve rehabilitasyon merkezlerine devam eden yetersizliği olan çocuklardan bazılarının sağlık kurulu raporunun yenilenmesi sürecinde sorunlar ortaya çıkmaktadır. Engel türü nedeniyle (otizm gibi), bazı gelişmeler kaydetmiş olduğu için, eksik ve yanlış değerlendirmelerle rapor yenileme döneminde engel derecesi düşük olarak belgeleme yapılmakta, bu nedenle bazı özürlü çocuklar gelişim ve eğitim yardımı alamadıkları için özel eğitim ve rehabilitasyona devam edememektedir. Yetersizliği çocuk bir süre sonra, rehabilitasyona devam etmediği için daha önce sağladığı gelişmelerde gerileme yaşayınca bu rapor yeniden düzenlenmektedir. Bu durum da önemli bir sorun başlığını oluşturmaktadır.


SORULARINIZI YORUM KISMINA YAZABİLİRSİNİZ...

HERKESE TEŞEKKÜRLER...

İletişim: hadogan44@gmail.com


Her Çocuk Özeldir....





14 Haziran 2016 Salı

Zihin Engellilere Oyun Etkinlikleri







Herkese Merhaba

Arkadaşlar bir kaç gündür yazamıyorum, biliyorsunuz karne haftası olduğu için o işlerle uğraşıyordum yazı ekleyemedim kusura bakmayın. Evet arkadaşlar bugün ki yazıma özel eğitim öğrencileri için oyun etkinlikleri hazırladım bunlardan 4 tanesini şimdi aşağıda ayrıntılı bir şekilde yazacağım.  Ortam, neye faydası olacağı , kullanacağınız araç gereçler hepsi yazıyor.

Amann bunlarda neymiş diye düşünüp geçmeyin yazdığım oyunların hepsinin gelişim aşamalarına etkileri vardır, zihin engelli bireylere yaşlarına uygun olanları uygularsanız çok daha faydalı olacaktır..




4 oyundan sonra farklı oyunlarda hazırlayıp ekleyeceğim diğer yazılarımda, bazıları bana ait
bazılarıda bildiğimiz geleneksel oyunlardır fakat hangi alana faydası olacağını dikkatli okuyun..


                                                                         1
Etkinliğin adı: baloncu amca

Ortamın betimlenmesi: sınıf ortamı

Kullanılacak yöntem: sunuş

Etkinliğe katılacak öğrenci sayısı-süre: 5-40 dk

Araç-gereç:  balon

Öğretilecek beceri: dikkat ve renklerin tekrarı

Yönerge: sözel yönergeler

Pekiştireçler: sözel pekiştireçler

Kullanılacak ipucu: gerektiğinde sözel ipucu

Etkinlik için ön koşul becerileri: renklerin bilinmesi

Gelişim alanlarına katkısı: dikkat-renk kavramı

Uyarlanması: herhangi bir uyarlamaya gerek yoktur


Uygulanışı: Değişik yönlere doğru uzanır.Sözel yönergelere uygun olarak yürür.Sözel yönergelere uygun olarak koşar

Çocuklar salonda ortaya çizilen düz çizgide dururlar ve kendilerine renkli balon resimlerinden birini seçerler ve balon olurlar.Aralarından biri ebe seçilir ve baloncu
amca olur. Baloncu amca kapıyı çalar.
-Tık,tık 
Çocuklar “Kim o? “ diye sorarlar.
- Ben baloncu amca,
Çocuklar “Ne istiyorsun?” diye sorarlar.
-Balon.
Çocuklar “Hangi renk?” diye sorarlar.
Baloncu amca “pembe balon” der. Pembe balon olan çocuk kaçar,baloncu onu yakalamaya çalışır. Yakalanan çocuk ebe olur
.
   
                                                            2


Etkinliğin adı: bul doluyu al şekeri

Ortamın betimlenmesi: sınıfta öğrencinin karşısına oturulur. Oturulacak masa camdan uzaktadır.

Kullanılacak yöntem: sunuş ve buluş

Etkinliğe katılacak öğrenci sayısı-süre: 1-30dk

Araç-gereç: boş tuvalet kağıdı ruloları, el işi kağıtları, şeker, sticker, uhu

Öğretilecek beceri: dikkat toplama

Yönerge: ‘önüne bak şekeri koyduğum bardağı bul’

Pekiştireçler: aynı şekilde ki stıckerler ve şeker ve sözel ipucu

Kullanılacak ipucu: ipucu yok

Etkinlik için ön koşul becerileri: görme yetisinin olması

Gelişim alanlarına katkısı: yerleri değişen bardakların dolu olanını bulmaya çalışırken dikkatini yoğunlaştırabilir.

Uyarlanması: uyarlamalar en baştan yapılmıştır.


Uygulanışı: öğretmen öğrenciyi karşısına alarak otururlar oynanacak oyun anlatılır ve oyun bitiminde pekiştireç olarak verilecek stıckerlar gösterilir. Yaramazlık yaptığında yanlış bir davranış sergilediğinde vereceği araba stıckerlerinde küçülme olacağı söylenir. Eğer bi sorun çıkarmadan oyunu bitirirse en büyük pekiştireci alacağı söylenir. Oyuna ilk önce 2 bardakla başlanır. Birine şeker konulur ve yavaşça yerleri değiştirilir şekerin olduğu bardağı bulması istenir bulduğunda şeker öğrenciye verilerek sözel olarak pekiştirilir. Bu işlem daha hızlı bir şekilde ve daha fazla sayıda bardakla devam ettirilir. Ders sonunda eğer problem davranış sergilenmediyse en büyük sergilendiyse de küçük pekiştireçler verilir.


                                                               3

Etkinliğin adı: duyduğunu yaz

Ortamın betimlenmesi: sınıfta öğrencinin karşısına oturulur. Oturulacak masa camdan uzaktadır.

Kullanılacak yöntem: sunuş

Etkinliğe katılacak öğrenci sayısı-süre: 1-25dk

Araç-gereç: ses kayıt cihazı ya da buna benzer şeyler.

Öğretilecek beceri: sesi tanıma- ayırt etme

Yönerge: duyduğun harfi söyle daha sonra yaz

Pekiştireçler: sözel pekiştireç.

Kullanılacak ipucu: ipucu yok

Etkinlik için ön koşul becerileri: işitme yetisine az da olsa sahip olma. Kalem kullanabilmesi, yazabilmesi

Gelişim alanlarına katkısı: sesi tanımasına ve ayırt etmesine faydası vardır

Uyarlanması: engeline göre yüksek ses verilebilir

Uygulanışı: öğretmen öğrenciyi karşısına alarak otururlar etkinlik anlatılır. Ve ses kayıt cihazı açılarak söylenen harfi söyleyerek yaz yönergesiyle yazması beklenir. Öğrenci sesi yazdığında sözel olarak pekiştirilir betimlenir. Eğer yazamazsa tepkisiz kalınır ve dikkatlice dinlemesi istenir.


                                                                       4

Etkinliğin adı: gördüğünü okuma

Ortamın betimlenmesi: sınıfta öğrencinin karşısına oturulur. Oturulacak masa camdan uzaktadır.

Kullanılacak yöntem: sunuş

Etkinliğe katılacak öğrenci sayısı-süre: 5-30dk

Araç-gereç: meyve isimleri yazılı kartlar

Öğretilecek beceri: sesi tanıma

Yönerge: ‘önüne bak kartta yazanı oku’’

Pekiştireçler: kartta yazan isimdeki meyveler

Kullanılacak ipucu: gerektiğinde sözel ipucu

Etkinlik için ön koşul becerileri: okuma

Gelişim alanlarına katkısı: sesi tanıma

Uyarlanması: yazı büyük olmalı, sevilen meyve isimleri olmalı

Uygulanışı: öğretmen öğrenciyi karşısına alarak otururlar kartı çıkarır burada ne yazıyor oku diye sorulur. Okuduğunda betimlenir ve okuduğu meyve öğrenciye verilir daha sonra bir sonraki öğrenci çağrılır. Eğer yapamazsa ipucu verilir. Bu işlemle sesi tanıması sağlanır





Evet arkadaşlar yukarıda ki oyunları yazdığım kurallara göre uygularsanız öğrencilerimize faydalı olacaktır...



SORULARINIZI YORUM KISMINA YAZABİLİRSİNİZ TEŞEKKÜRLER......

İletişim: hadogan44@gmail.com

Her Çocuk Özeldir....

Kavram Öğretimi Esnasında Uyulması Gereken Önemli Kısımlar

Herkese Merhabalar. Özel eğitim alanında eğitim görmüş bir çok arkadaşım bilirler ki kavram öğretimi özel eğitimde çocuklarla yapılan öğret...